Dünyanın birçok acımasız gerçeği vardır. Bu acımasız gerçeklerle farklı yaş aralıklarında tanışırız. Kimileri ilkokuldayken bu acımasız gerçeklerle karşı karşıya gelirken kimin de üniversite zamanına kadar beklemesi gerekebilir. Üniversiteye yerleşmek için tercih kılavuzuna baktığınızda rahatlıkla şunu fark edebilirsiniz. Yaşanmaya birçok açıdan çok fazla değer bölgelerde kurulu olan üniversiteler prestij sahibidir. Çünkü burada asıl faktör sizler, bizler yani öğrencilerdir.

Öğrencilerin sürekli olarak tercih ettiği şehirler vardır. Hatta öyle ki günümüzde birçok şehrin artık ekonomisinin dahi büyük bir şekilde kalkınmasının en önemli etkenlerinden birisi üniversitedir. Tercih kılavuzuna baktığınızda da öğrencilerin en çok yaşanası yerleri tercih ettiğini, aslında biraz da bu yüzden bu üniversitelerin daha prestij sahibi olduğunu yani bu yüzden puanlarının daha yüksek olduğunu fark edeceksinizdir. Eğer henüz hala tercih hakkınızı kullanmadıysanız ve bu hakkınızı kullanmadan önce bu yazıyı okumaya başladıysanız şanslısınız demektir.

Şayet etrafınızda üniversite öğrencisi arkadaşlarınız veya akrabalarınız varsa muhtemelen bu kişilerin içerisinde okulu yarıda bırakan kişilerde görürsünüz. Yarıda bırakmaların birçok nedeni olabilir. Fakat en kuvvetli nedenlerinden birisi de tercih aşamasında “Nasıl olsa alışılır” denilerek yapılan tercihler yer almaktadır. Dolayısıyla bu tercihler öğrencileri hayal kırıklığına uğrattığında da okumak istediğiniz bölüme girseniz dahi okulu yarıda bırakmanız muhtemeldir. Peki, asıl sorumuz şu olsun; “Neden insanlar okullarını şehir yüzünden bırakırlar?” bunun nedeni her kişiye göre değişebilir fakat aslında temel esas üniversitenin gelişiminizdeki etkisinin en az olmasıdır. Üniversiteyi okuyacağınız şehrin hangi alanlarda size gelişim sağlayacağına ise hemen aşağıdaki başlıklardan göz atabilirsiniz.

1. Sosyal gelişim

Üniversite okumak isteyen her bireyin en büyük beklentilerinin arasında sosyal beklentiler yer alır. Şayet, cebinizde harçlığınız dahi olmasa sizin gibi insanlarla dolu bir ortam içerisinde bulunmak istersiniz. Hiç kimsenin saçınızın uzun olduğu için sizi yargılamadığını düşünün. Bu sizi tamamen sosyal açıdan olumlu bir şekilde etkiler. Böylece, insanların doğru yerlerde sizin düşüncelerinize çok daha saygılı olduğunu öğrenebilirsiniz. Ya da sizin aynı şekilde ön yargılarınız varsa bu ortamlara girdiğiniz rahatlıkla bu ön yargılarınızı kırabilirsiniz.

Sürekli olarak yadırgadığınız bir şeylerin, sizin en yakın arkadaşlarınızın arasında olması zamanla sizi ister istemez bir düşünce hali içerisine itecektir. Bu düşünce hali içerisinde bu ön yargınızı tekrardan masaya yatırma fırsatına sahip olacak ve bunun sizce ne kadar doğru olduğu ile ilgilenmekten ziyade insanlar için ne kadar doğru olduğunu da görmeye başlayacaksınız. Okuduğunuz şehrin sosyal yapısına doğduğunuz büyüdüğünüz için zamanla öyle veya böyle alışmak durumunda kalıyorsunuz. Oysa yeni gittiğiniz bir şehirde bu sosyal faktörlerin hepsini göz önünde bulundurmak tıpkı yeni bir defterin ilk sayfasından itibaren not tutmaya başlamak gibi bir şey oluyor.

Böylece sosyal adaptasyon yeteneğinizi de aslında sınamış oluyorsunuz. Kendi yaşadığınız topraklardan çok daha farklı topraklar üzerindeki sosyal ortamlara da uyum sağlayabiliyor olmanız, ileride yaşayacağınız birçok ortama da aslında kolaylıkla uyum sağlayabilmenize yardımcı olacaktır.

2. Kültürel gelişim

Eğer sürekli olarak doğduğunuz şehirde yaşadıysanız veya çok yakınlarındaki şehirlerde yer aldıysanız, bunu daha önce muhtemelen yaşamışsınızdır. Her toplumun kendine ait değer yargılarının olmasının yanı sıra birçok kültürel değerinin de olduğunu unutmamak lazım. Özellikle de ülkemiz için bu durum çok daha geniş bir mercekte söz konusudur. Bir şehirde yaşayan insanların kültür algıları çok farklıyken diğer bir şehirde yaşayanların kültür algıları bambaşka olabilmektedir.

Bu da size kültürel açıdan bir zenginlik katmaktadır. Tabii, kültür dediğimizde maalesef ilk olarak aklınızda size yabancı yemeklerin canlandığını hayal edebiliyorsunuzdur. Oysa farklı bir şehirde üniversite okuduğunuzda o yerin yalnızca lezzetli yemeklerini öğrenmeyecek ayrıca tarihini, giyimlerini, adetlerini ve daha birçok şeyini öğreneceksiniz. Bunları bir kitaptan okumak size sadece bir genel kültür katacakken bunları gidip bizzat yerinde öğrenmeniz çok daha büyük bir kültürü haznenize sağlayacaktır.

3. Ekonomik gelişim

Üniversiteyi okuduğunuz şehrin ekonomik alandan size herhangi bir gelişim sağlamayacağını düşünüyorsanız oldukça büyük bir yanılgı içerisine düşüyorsunuz demektir. Birçok büyük şirketin ve hatta girişimlerin kurucularının çıkış noktalarında öyle veya böyle bir şekilde okudukları üniversitenin de etkisi vardır. Bugün örneğin, ticarete yatkın olan birçok üniversite öğrencisi gittiği şehir içerisinde ticari açıdan açıkların analizini yaparak bu alanlara yoğunlaşabiliyor ve gerçekten büyük bir gelir elde edecek alanlarda nefis girişimlere imza atabiliyor.

Ayrıca bu kültür ve sosyal başlıkları ile de ilgilidir. Yabancı bir şehir veya ülkeye gittiğinizde orada gördüklerinizin sizin şehrinizde olmadığını fark edersiniz. Daha sonra da o girişimci ruhunuz devreye girer ve onun bir uyarlamasını kendi şehrinize veya kendi şehrinizdeki farklı bir şehre yansıtabilirsiniz. Yani etkisi ufak gibi görünse de kişisel açıdan gelişiminizde üniversite şehrinizin yoğun bir etkisinin olduğunu bilmek şart.

4. Düşünce

Üniversite şehriniz elbette yaşam tarzınızı değiştirecek ve hatta yukarıda saydığımız birçok başlıkta size fayda sağlayacaktır. Ancak bunların yanı sıra üniversite şehrinizin gelişimizdeki en önemli etkilerinden birisi de düşünce üzerinde olacaktır. İnsanlar doğdukları andan itibaren sorgulama ve bir öğrenme isteği ile yetişirler. Yaşımız her ne kadar ilerlerse ilerlesin, birçok özelliğimizi kaybediyor olmamıza rağmen bu isteklerimiz sürekli olarak içerimizde sabit durur.

Üniversite için farklı bir şehre gittiğimizde karşılaştığımız her türlü şey bizi aslında daha da çok düşünmeye değer. Sosyal değerler, kültürel değerler, ekonomik etkiler ve belki de daha bu kategori içerisine ekleyebileceğimiz birçok sayısız kategoride düşünmeye başlarsınız. Bu da sizi daha geniş bir vizyon sahibi olmaya yönlendirir. Özellikle de yukarıda saydığımız başlıkların sizin yaşadığınız şehir ile ne kadar benzer olduğu son derece önemlidir.

Çünkü ne kadar büyük farklılıklar görecek olursanız, o kadar çok da kendinizi düşünmeye yönlendireceksiniz. Tüm bu başlıkları düşündüğünüzde de kendinizce birçok sonuca ulaşacaksınız. Bu ulaşmış olduğunuz sonuçlar ise sizi kişisel açıdan düşünce yapısı olarak oldukça gelişmiş bir insan olmaya itecektir.

5. Zevklerinizin belli olmasına yardımcı olacaktır

Hayatında hiç yüzme bilmeyen birinin, İstanbul, İzmir veya Muğla gibi bir ilde üniversite okduğunu düşünün. Coğrafi olarak etrafında sürekli deniz bulabileceğiniz bu şehirlerle birlikte deniz de keşfedilecek ve yüzme sporu ile ilgilenilmeye başlanılacaktır. Ya da kışın yoğun olduğu illerimizde kış sporları aktiviteleri muhakkak dikkatinizi çekecektir. Bu da profesyonel veya amatör manada bu alanlara ilgi duyup duymadığınızı belirlemenize yardımcı olacaktır.

Belki de evde oturduğunuz yerden sörf yapma düşüncesi size hiç cazip gelmiyor olabilir. Fakat bunu yapabilme fırsatını elinize geçirdiğinizde mutlaka birkaç kere düşünecek izleyecek ve belki de yapma cesareti bulacaksınız.

6. İlkleri yaşayacaksınız

Eğer İstanbul’da yaşıyorsanız ve Erzurum’a öğrenci olarak gidiyorsanız muhtemelen daha önce hiç görmediğiniz bir soğuğu ve bu soğuğun yanı sıra da metrelerce karı göreceksinizdir. Ülkemizin özellikle az yağış alan kısımlarından gelen birçok kişinin üniversite şehrinde kar görebilme ihtimali son derece yüksektir. Elbette bu yalnızca bir örnek ve bu örnekler çok daha fazla çoğaltılabilir. Tabii, bunun sizin gelişiminize ne kadar etkisinin olacağını ise tekrar düşünmek gerekebilir.