Esra Şimşek WhatsApp Röportajı #kargayakonuş

: Selam Karga, tabii ki

: Aslında ben tanıştım dijital dünya ile 🙂

: 2005 yılında haberler.com’da reklam müdürü olarak başladım o zamandan beri de bir sürü şey yaptım hangisini sayayım bilmiyorum 🙂

: Eski deyince yaşlı anlaşılmasın bak 🙂

: Ben işe başladığımda Türkiye’ye internet reklamcılığı yeni gelmişti. Büyük markalar yeni yeni dijitale bütçe ayırmaya başlıyordu. 3G ve iPhone yoktu. Sadece desktop display satıyorduk. Bir de Google Adsense ve Google Admanager vardı. O zamandan beri kullanıyorduk.

: Sektör evrim geçirdi 10 yılda biz de çok hızlı ve keyifle adapte olduk

: Sen hatırlarsın sosyal medya olarak sadece Blog ve Facebook vardı. Şimdiki gençler Twiter ve Instagram’sız bir dünya düşünemiyor herhalde

: Google Publisher Universty, Google’ın premium partnerlerine sunduğu bir avantaj. Yayıncı olarak kullandığımız DFP, Adsense, Adx Change gibi platformlarla ilgili çok geniş bir eğitim programı. Program sonunda bir quiz yapyıor ve quizden yeterli puanı alırsan sana uzman sertifikası veriyor.

: DFP Google’ın Adserver’ı, 2005 yılından beri kullanıyorum. Daha önce adı Google Admanager’dı sonra ismi değişti. Sektörün gelişimine göre video eklendi, App eklendi vs

: Aynı şekilde daha önce Google yayıncılara sadece Adsense ile reklam yayınlama imkanı veriyordu. Google reklamı diyince herkesin aklına adsense geliyordu (hala bazıları için öyle) Sonrasında Ad Exchange diye premium bir ürün getirdi. Ad Exchange yayıncıların ve markaların yani alıcı ile satıcının buluştuğu bir platform. Google sadece premium yayıncılara ve premium reklam verenlere Ad Exchange imkanı veriyor.

: Peki küçük yayıncılar yani küçük siteler ad exchange kullanamayacak mı dersen tabi ki kullanabilir

: Onlar için de Google’ın NPM denen bayilik sistemi gibi bir sistemi var. Google belli kriterleri sağlayan ajanslara NPM ile kendisi adına reklam satma ve küçük sitelerde reklam yayınlama yetkisi veriyor. Benim ajansım Melon Reklam bir NPM mesela

: Sadece yayıncısı olduğumuz sitelerde değil partner sitelerde de Google Adx reklamı yayınlayabiliyoruz

: Sürekli okuyarak diyeceğim ama klişe olacak 🙂

: Aslında biz hiç bir şey yapmasak bile dünya değiştiği için değişime sürükleniyoruz. Tabi ki başarılı olmak ve fark yaratmak için değişimi önceden görmek lazım.

: Türkiye pazarı olarak şanslıyız bence çünkü dijital sektörle ilgili herşey önce Amerika ve Avrupa’da yapılıyor deneniyor bir kaç yıl sonra bizim ülkemize geliyor. Bize gelene kadar farkedip öğrenen ya da ülkemize ilk getiren çok büyük avantaj sağlamış oluyor

: ya da adBlock gibi yayıncı kabusu diyebileceğimiz uygulamalar da buna örnek

: Ben bu konuda çok rahattım. Çünkü önce Amerika ve Avrupa’da hızlı bir şekilde artış gösterdi. Bizde çok daha düşük bir grafik çizdi. Türkiye’de yaygınlaşana kadar bir çözüm bulunacağını biliyordum. Gerçekten de öyle oldu

: Olaya nerden baktığın önemli, ben hiçbir şeyi problem olarak görmem

: Sadece İrlanda değil neredeyse dünyanın her yerinden partnerlerle çalışıyorum.

: En çok beğendiğim insanlar Polonyalılar, hayatımda gördüğüm en akıllı, en çalışkan ve en çözüm odaklı çalışan insanlar

: inanır mısın benim ekibime iki günde yaptırdığım bir işi iki saatte yaptılar şok oldum. Sonra ekipteki o arkadaşı çıkardım zaten 🙂

: hepsi birbirine bağlı

: akıllı insan çözüm odaklı olur

: Tabi Türkiye’deki sıcaklık ve insani yaklaşım başka hiçbir yerde yok

: Her yerin artıları eksileri var

: Teknik olarak soruyorsan Türkie’deki internet penetrasyonu ve sosyal medya kullanım oranı çok yüksek

: Dijital reklamcılar olarak istediğimiz herşeyi çok kolay bir şekilde uygulayabiliyoruz ve kullanıcılar çok kolay adapte oluyor. Yenilikleri çok seviyor kullanıyor takdir ediyor.

: Markalar da yayıncılar da çok iyi değerlendiriyor bence

: Türkiye’de dijital anlamda çok güzel işler yapılıyor

: Şuanda öyle bir dünyada yaşıyoruz ki tek bir mecra diyemiyorum. Kampanyanın hedefine ve içeriğine göre değişir. Hangi kullanıcıyı nerde yakalamak istediğine ve ne yaptırmak istediğine göre değişir. Mesela websitene ziyaretçi mi istiyorsun? App’ine kullanıcı mı? Ürününü mü satmak istiyorsun? Yoksa sadece namım yürüsün mü diyorsun?

: Markanın önce ne istediğine karar vermesi gerekiyor tabi ki işin en zor kısmı da bu

: Bunun için de öncesinde ne yaptım? Sektörün neresindeyim? Ürün bazlı mı çalşmam lazım marka bazlı mı? vs gibi sorulara yanıt vermesi lazım

: Kesinlikle değil, aslılnda reklam ama nasıl reklam?

: Bazen öyle bir kurgu yaparsın ki kullanıcı kendisi reklamın bir parçası olur

: Aynen öyle, Geleneksel medyayı veya geleneksel pazarlamayı iki boyutlu dünya gibi düşünürsek dijital dünya üç boyutlu

: kaynak vererek kullanabilirsin 🙂

: pardon link vererek diyoruz artık 🙂

: sosyal medya versiyonu mention yaparak 🙂

: Dönem dönem değişiyor. Bu aralar instagram’da takılıyorum sürekli

: Türkiye’de instagram kullanımı çok çok yüksek. Bu beni çok heyecanlandırıyor

: Yine kampanyanın hedefine göre değişir

: Ama genel olarak düşününce markanın kullanıcı ile birebir etkileşime girebileceği bir mecra olduğu için her kampanyada kullanılabilir bence

: Yani kampanya kurgusuna göre bütçenin küçük bir ksımı da olsa mutlaka instagrama ayrılmalı diyorum

: Kampanya demek zorunda değilsin, proje diyebilirsin, iletişim diyebilirsin ama biz hepsine kampanya diyoruz 🙂

: Sanırım önce kampanya tanımını yapmam lazım

: Reklamcılık literatüründe “kampanya” demek indirim, kupon vs gibi ödüllü kampanayalar demek değil. Belli bir dönem ve belli bir amaç ile yapılan tanıtım faaliyetlerine “kampanya” diyoruz. Mesela Haberler.com’un iOS app’inin tanıtımı yapılacak. Ona da kampanya diyoruz

: Burada da yine hedef kitleye göre değişir ama işin içnde bir havuç varsa kullanıcılar çok daha yoğun aksiyon gösteriyor. Tabi bunun sürekliliği de yine markanın yeteneğine bağlı

: Cocacola gibi büyük markaları gözlemlerseniz yıl içinde her türlü iletişim ve kampanyayı ve neredeyse tüm mecraları kullandıklarını görürsünüz. Çünkü dünyadaki tüm insanları hedefliyorlar ve hepsine bir şekilde ulaşmayı ve akıllarında kalmayı amaç edinmişler

: Haberler.com’un ilgili çalışan sayısını söylediğimde herkes çok şaşırıyor

: Bakalım Haberler.com Karga’yı da şaşırtabilecek mi?

: Şirketimizde tam 83 kişi çalışıyor

: Tabi sadece haberler.com değil Yeni Medya bir yayın gurubu; Haberler.com, sondakika.com, antoloji.com, intersinema.com, hastane.com.tr ve yenikadin.com

: Tabi ki, yazılımından tasarımına, applerden seoya, sosyal medyadan reklama kadar herşey Yeni Medya’da yapılıyor

: neredeyse hiçbir şey outsource yapılmıyor hatta öğle yemeği bile şirkette yapılyıor 🙂

: Çok sıcak bir ortam var, ev yemeği gibi yemekler tatlılar yapılıyor

: bir gün seni de misafir etmek isteriz

: Ceviz mi

: aaayy evet 🙂

: buluruz merak etme :):)

: Antoloji ilk göz ağrımız

: bizim için çok değerli

: kemikleşmiş ziyaretçilerimiz ve şairlerimiz var

: hatta antoloji’de tanışıp evelenmiş çiftlerimiz bile var

: Ben çalışmayı çok seviyorum. Aslında çalışmak “çalışmak” gibi gelmiyorsa yani kendime çaktırmadan çalışıyorsam çok iyi işler yapıyorum. Ama beynim birden bir çalıştığımı farkederse o zaman tembelleşiyorum 🙂

: Hani küçük bebekler farkında olmadan bir iki adım atar sonra farkedince korkup düşer ya

: onun gibi 🙂

: 2005 yılından beri neredeyse hiç tatil yapmadan, izin kullanmadan gece gündüz çalıştım diyebilirim çünkü çalımak değil çok keyifli bir aktiviteydi benim için. Gezdiğim yerler sadece iş için gittiğim yerlerde bir iki gün fazla kaldığım yerler aslında

: 10 yıl sonra yani 2015 yılında bir sağlık problemi ile karşılaştım ve iş hayatımda ilk defa üç hafta işten uzak kaldım

: Bu da ayrı bir hikaye uzun uzun anlatırım bi ara geri dönüşüm vs çok farklı şartlar oluştu falan

: Yoğun bakımda kendime geldiğimde doktor bana istediğin bir şey var mı diye sormuş “ipad ve ayna” demişim 🙂

: tabi ipad’e izin vermemiş ayna göndermiş 🙂

: Bunu hatırlamıyorum sonrasında doktorum anlattı ama raporları merak ettiğimi acaba kaç gündür burdayım ne oldu eCPM’ler düştü mü falan diye düşündüğümü hatırlıyorum

: Sonra ekibim hastaneye geldi toplantımızı orda yaptık 🙂

: tam olarak ne kastediliyor tık haberciliği derken?

: Yani başlığa “ünlü oyuncunun şok ölümü” yazıp aslında ucra bir ülkenin ünlüsü birinin ölümünü haber vermek mi

: Bence ve bizim ekibin mantığına göre yanıtlayayım

: Biz kendimizi kullanıcın yerine koyarak düşünüp her adımımızı ona göre belirliyoruz. Yani ben kullanıcı olarak bu şekilde başlık görüp tıklasam haberin içeriği karşısında ne hissederim ne yaparım diye düşünüyoruz.

: Tabi ki cevap tıklarım ve haberin ilk cümlesini okuduktan sonra sayfayı kapatırım bir daha da o siteye girmem

: Bu yüzden de yapmıyoruz. Çünkü uzun vadeli düşünüyoruz. Amaç kısa vadede sitemizde 1 sn duracak kullanıcıları artırmak değil. Sitemizden gerçekten faydalanan, haber okumak için gelen ve okuyan kiteleye ulaşmak

: Tüm yatırımımızı ve stratejimizi bunun üzerine kuruyoruz

: Bence yapılmamalı

: kullanıcı dostu olmak lazım

: O da beni çok heycanlandıran bir proje

: Hem oğlumla ilgili olması hem de Türkiye’de yeni bir şey olması beni çok heycanlandırıyor

: Üç aydır yoğun bir şekilde paylaşım yapıyorum ve çok hızlı büyüdü. Anneler çok ilgi gösteriyor ben de zamanım yettikçe sorularını yanıtlamaya çalışıyorum.

: Bu arada sertifika eğtimine de başladım. İki üç ayda sertifika alıp “Uyku Eğtimi Danışmanlığı” da yapıcam inşalalh

: o zaman annelere çok daha faydalı olurum

: İrlanda’da annelerin bebek bakımı konusunda eğitmi çok önemli

: Ben de bir sürü eğitim aldım. Yani ikinci bir üniversite okudum gibi

: zaten o şekilde Tarık’a uyku eğitimi verdim

: çok da yardımcı ve destek imkanı var. Call center var anneler için düşün yani

: ama Türkiye’deki annelerin bu kadar geniş imkanı yok maalesef.

: Şuanda tecrübelerimle yardımcı olmaya çalışıyorum

: ama profesyonel danışmanlık için sertifka almam lazım diye düşünüyorum.

: Anne olmadan önce hatta doğum için hasteneye gittiğim güne kadar çalıştım. Akşam hastaneye gittim. Sabah bebeğim doğdu, bu arada Türkiye’de mesai başlamış bana mailler geliyor. Dün konuştuğumuz konularla ilgil şu bu… Ben de bebeğin resmini gönderdim 🙂

: Tabi ben bu hızla bebeğimi alırım eve gelirim uyuturum maillerime bakarım işime devam ederim diyordum

: ilk şoku o zaman yaşadım. Annelik öyle bir şey değilmiş

: ilk iki ay sadece bebeğime odaklandım ki zaten iş kanununda annelik izni 8 hafta sanırım.

: İki aydan sonra part time gibi çalışmaya başladım. Bu da yine iş kanunda süt izni olarak geçiyor yine yanılmıyorsam tabi ki

: 6. aydan sonra da daha iyi adapte olarak çalışmaya başladım.

: şimdi bir yaşını bitirdi ve ben de dengeyi oturttum çok şükür

: sonuç olarak ikisi birden olur, evet zor ama dünyada kolay bir şey yok

: Benim sürecim şöyle gelişti: Çocuğa karar verirken “yaparım ya ne var ilk haftadan çalışmaya başlarım” doğumdan sonra ilk 6 hafta “Allahım! hayatım bitti, sadece iş hayatım değil bütün hayatım bitti. Bana anne ol annelik çok güzel diyenleri öldürmek istiyorum” iki aydan sonra “aslında çok zor değilmiş ya hem de çok tatlı”

: Tabi ki, iki aylıkken istanbul’a gittik. Bu iki ayda bir sürü iş birikmiş görüşmem gereken bir sürü kişi var vs.

: Mesela toplantı başlıyor çok önemli konular, yüksek bütçeler vs konuşuluyor. Tarık’ın emzirme saati gelince bakıcı getiriyor Tarık’ı ben kanguruya koyup emziriyorum ve hiçbir şey olmamış gibi devam ediyoruz 🙂

: Tabi görüştüğüm insanlar da hiç yadırgamadı hatta çok hoşlarına gitti. Hepsi Tarık’a iş teklif etti diyebilirim 🙂 15 yaşında gelince junior olarak vereceğim bir sürü ajans var.

: nasıl oluyor tam olarak?

: peki kargacım

: pembe

: aslında Dublin diyordum ama kalbimden istanbul geçti

: o yüzden istanbul diyeyim

: denge

: 😍

: instagram

: Bu aralar süreki annelik ile ilgili şeyler okuyorum ve izliyorum

: annelere ayrı anne olmayanlara ayrı tavsiye edeyim

: herkese Netflix’teki Story of God belgeselini tavisye ediyorum. Kitap olarak da çok satanlar listesindeydi yanlış hatırlamıyorsam Yuval Noah Harari’nin Hayvanlardan Tanrılara-Sapiens kitabı

: Dizi olarak: Bu aralar netflix’te Casa de Papel

: Bir de Orange is the new Black dizisini çok keyifle izlemiştim ama yeni bölümleri daha yayınlanmadı eski bölümler izlenebilir

: Anne babalar için çok keyifli bir dizi önerisi: The Let Down

: Çocuk gelişimi ile ilgili bir sürü kitap okudum ama tek bir tanesini tavsiye ediyorum. Hal Edward Runkel’in Bağırmayan Anne Baba Olmak

: Haberler App tabi ki 🙂

: Steve Jobs ve Elon Musk ile ilgili çok şey okudum çok etkilendim, ilham aldığım noktalar oldu

: Mark ile ilgili sadece Sociall Newtwork filmini izledim o yüzden bir şey diyemem

: dizi olarak aklıma gelmişken Silikon Vadisi dizini mutlaka izlesinler

: Dijital karga’nın okuyucuları da dijital olur o yüzden kesinlikle tavsite ederim

: Çok keyif aldım

: Sektörde çok “uzman” var ama sen hepsinden daha “dijital”sin Kargacım 🙂

: Yeni Medya’nın CEO’su Sümeyra olabilir.

: Genç yaşta büyük bir şirketin yöneticisi oldu

: Eminim anlatacağı çok şey vardır

: Ben teşekkür ederim

: Benim için de öyle oldu Karga’cım seninle konuşmak çok güzeldi.